Kadı İyaz çok sayıda eser kaleme aldı. En meşhur eserlerinden biri, Şifa-i Şerif’idir. Bu eser dört bölümden müteşekkildir. Peygamber Efendimizin (s.a.s.) yüce kişiliği, kendisinde bulundurduğu üstün özellikler, ona karşı nasıl davranılması gerektiği gibi konular üzerinde durdu. Eserinin çok sayıda baskısı yapıldığı gibi çok sayıda çalışmaya da konu oldu.
Müellif Kadı İyaz Ebu'l-Fazl (rahimetullah) derki: Bu kitabımızı inceleyen kimse görür ki, biz bu kitabı Peygamber Efendimiz (s.a.s.)'in nübüvvetini inkâr eden ve onun mucizeleri hakkında saldırı yapan kimse için yazmadık ki Nebi (s.a.s)'in nübüvvetini ispat için delillere ihtiyaç duyalım ve mucizelerine saldıran kimseleri engellemek için mucizeler dairesini koruyalım. Bilakis biz bu kitabı imanlarına iman katmaları salih amellerinde neşvü nema bulmaları ve ona olan sevgilerinde kuvvet kazanmaları için onun nübüvvetini tasdik eden ve davetine icabet eden ümmeti için te'lif ettik.
Zira kendisine birkaç sefer iyilik yapan veya şu fani dünyanın sıkıntı ve tehlikelerinden kendisini kurtana karşı sevgi ve minnet duyan insanın, ona sonsuz nimetleri sunan ve ebedi bir ateşin azabından koruyan bir Peygamberi tanıması ve sevmesi, elbette daha layık ve elzemdir.
eş-Şifâ bi-(fi) Ta’rîfi Hukûki (fi Şerefi)’l-Mustafa: Dört bölümden meydana gelen eserin birinci bölümünde Hz. Peygamber’e gerekli saygının gösterilebilmesi için onun maddî ve manevî güzellikleri, Allah katındaki üstün yeri ve mucizeleri ele alınmakta; ikinci bölümde ona inanıp itaat etmenin, onu bütün gönlüyle sevmenin, kendisine salâtü selâm getirmenin gereği vurgulanmaktadır. Kitabın asıl konusunun üçüncü bölümde ele alındığını, ilk iki bölümün buna giriş niteliği taşıdığını söyleyen müellif, burada Rasûl-i Ekrem’de bulunabilecek ve kesinlikle bulunmayacak hususları, Allah Teâlâ’nın onu günahlardan ve kötülüklerden koruduğu gerçeğini ve insan olması itibariyle yaptığı şeyleri anlatmaktadır. Dördüncü bölümde Rasûlullah’a dil uzatanlara uygulanacak hükümler incelenmektedir. Her konuya âyetlerle ve müfessirlerin bu âyetlerle ilgili açıklamalarıyla başlanmakta, ardından gelen hadislerde ilk hadis senediyle, diğerleri senetsiz olarak verilmekte ve zaman zaman âlimlerin meseleye dair görüşleri nakledilmektedir.
İslâm Dünyasındaki Yeri: eş-Şifâ yazıldığı tarihten itibaren İslâm dünyasında büyük ilgi görmüş; üzerinde şerh, haşiye, ihtisar ve tercüme şeklinde pek çok çalışma yapılmış; medreselerde öğrencilere, camilerde halka okutulmuştur. Özellikle Kuzey Afrika ülkelerinde düşman tehlikesine ve hastalıklara karşı okunması gelenek hâlini almış, Muhammed b. Ca’fer el-Kettânî’nin belirttiğine göre amansız hastalıklardan ve âfetlerden korunmak için evlerde eş-Şifâ bulundurulmuştur. Bu âdetin diğer İslâm ülkelerinde de mevcut olup meselâ Sultan Abdülhamid’in sürgünde bulunduğu günlerde Çanakkale savaşlarında zafer kazanılması için eş-Şifâ okuduğu kaydedilmektedir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki pek çok belgede kaydedildiği üzere Osmanlı ülkesinde Şifâ-i Şerif adıyla bilinen esere hem devlet hem halk tarafından büyük ilgi gösterilmiş, Şifâhan(Şifâ-i Şerif mukarriri) adıyla müderrisler tayin edilmiş, ayrıca devletin ve vakıfların desteğiyle “asâkir-i şâhâne’nin ve donanma-yı hümâyun”un selâmeti için Ravza-i Mutahhara başta olmak üzere Bâb-ı Seraskerî, Bâb-ı Fetva, Fâtih Camii, Kastamonu Nasrullah Paşa Camii, Tarsus Nur Camii gibi pek çok camide Şifâ-i Şerifokunup hatimler yapılmıştır.
***
Şifa-i Şerif Hakkında:
Şifa-i Şerif, sahasında telif edilenlerin en mükemmeli olduğunda âlimlerin ittifakı vardır. Bu eser, kadı Iyaz’ın en önemli eseridir. Kendisi, Peygamberimizin (s.a.s.) sevgisini tanıtmak, ümmete O’nu sevdirmek için bu eseri telif etmiştir. Aynı zamanda bu eseriyle birçok konuyu inceleyip muhaliflere gerekli cevapları da vermiştir.
Gerçekten bu eser, Müslümanın Peygamberimize karşı olan sevgisini kalplere iyice yerleştirmektedir. Zira Nebi (s.a.s.) hakkında öğrendiklerimizi çoğalttıkça, O’na karşı olan sevgimiz de çoğalmaktadır. Bu eserde zikredilen birçok kıssa, Nebi (s.a.s.)’in özel hallerini beyan etmekle birlikte, O’nun vasıflarını da teferruatıyla açıklamaktadır. Hakkında bu kadar malumat beyan edilen başka bir Zat, âlemde mevcut değildir.
Müellif kadı Iyaz (r.a.) eserinde konuların evvelinde ayeti kerimeler ve hadisi şerifler zikretmiştir. Bunlarla zikredeceği konulara delil getirmiş olur. Ayrıca müfessirlerin açıklamalarını da zikrederek ayetlere nasıl mana verilmesi gerektiğini de tenbih etmiş olmaktadır.
Eserinde, Efendimizin (s.a.s.) özel hallerinden birçok inceliği de zikretmektedir. Bunların ravilerini de zikrederek hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde Müslümanların Nebi (s.a.s.) hakkındaki bilgilerini ve muhabbetlerini kuvvetlendirmektedir. Bu eserin Müslümanlar için ne kadar önemli olduğunu şimdi daha iyi anlamaktayız. Zira inkârcıların şüphe sokmaya çalıştığı birçok konuyu Kadı Iyaz delilleriyle net bir şekilde zikretmiş ve Nebi (s.a.s.)’in şanının yüceliğini ortaya koymuştur. Artık şüphelenenlerin, nifak ehli sapık kimseler olduğu açığa çıkmıştır.
Aliyyul Kâri derki: Şifa kitabı, Nebi (s.a.s.)’in şemaili (sureti ve ahlakı) hakkında yazılanların en mücmel ve yeterli olanıdır.
Şifa-i Şerif üzerine birçok şerhler yazılmıştır.
1- Şihabul Hafaci: Nesimur Riyaz fi şerhi Şifayi Kâdı Iyaz ismiyle yazdığı eserinde uzun bir şekilde şerh etmiştir. Dört cilt halinde basılmıştır.
2- Molla Aliyyul Kâri: Orta uzunlukta bir şerhtir. Büyük boy iki cüz olarak basılmıştır.
3- Şeyh Hasen El Adevi el Hamezavi: Kısa bir şerhtir. İsmi, Mededul Feyyaz.
4- Müzilul Hafa fi Elfazı Şifa. Müellifi Allame Takıyyuddin Ahmed bin Muhammed bin Hasen eş- Şümni.
5- El Muktefa fi Halli elfazuş Şifa. Müellifi Allame Burhanuddin İbrahim ibni Muhammed bin Halil el Halebi.