Hüseyin Vassâf Bey, yazmış olduğu eserleriyle Türk-İslâm kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuş tasavvuf tarihçilerimizdendir. Daha ziyade, “Sefine-i Evliyâ” adlı sûfiler tezkiresiyle tanınan müellifin, önemine binaen bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış eserlerinden birisi de, Süleyman Çelebi Hazretlerinin yaklaşık 600 yıldan beri okuna gelen Vesîletü’n-Necât adlı meşhur Mevlid-i Şerîf’inin şerhidir.
Gülzâr-ı Aşk, Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i hakkında yazılmış bilinen en geniş ve en önemli şerhtiir.
Hüseyin Vassâf, eserinde Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ının her beytini -bazı istisnalar dışında tek tek açıklamıştır. Beyitlerde geçen dinî ve tasavvufî terminolojiyi ana kaynaklardan faydalanarak açmış, bu arada söz konusu kavramlarla ilgili gramatikal ve kültürel birikimini en ince ayrıntısına kadar anlatmıştır. Bu özelliğiyle "Gülzâr-ı ‘Aşk", bir başucu kitabı niteliği taşımaktadır.
Gülzâr-ı ‘Aşk, esasen sadece Süleyman Çelebi’nin Mevlid’inin şerhinden ibaret bir eser değildir. Bu eser, aynı zamanda İslâm kültürüyle ilgili kavram ve mecazları ana kaynaklarından iktibaslarla yorumlayan ansiklopedik bir hazinedir. Ancak bu hazine değerindeki eserin, müellif hattı da olsa, tek nüshası bulunmaktadır. Sahanın uzmanlarının iyi bildiği gibi, tek nüshası olan eserlerin okunması ve yorumlanmasında fevkalade zorluklar vardır. Bu husûs Gülzâr-ı ‘Aşk için de geçerlidir. Hüseyin Vassâf Bey, Gülzâr’ı yazıp tamamladıktan sonra elimizdeki müsveddenin kenarına sayfalarca ek bilgi girmiştir. Bu bilgilerin bazı bölümleri, yer darlığı gibi çeşitli sebeplerle okunamaz hâldedir. Maalesef Vassâf, bu eserini tebyîz edemeden vefat etmiştir.
Süleyman Çelebi Hazretleri'nin ”Vesîletü’n-Necât”ının çok kapsamlı bir şerhi olan Gülzâr-ı Aşk, kültür tarihimizin şüphesiz en önemli eserlerinden birisidir. Bu eserin ilmî araştırmalarda yeni ufuklar açmasını ve Türk kültür hayatına olumlu katkılarda bulunmasını temenni ediyoruz.
Mevlid-i Şerîf okunan hâne ve beldeye Cenâb-ı Hak tarafından semâvî ve arzî feyz ve bereket ihsân buyurulur